Web sitemizde güncel haberleri paylaşacak, içerik üretimine katkı sağlayacak gönüllü/yazar arkadaşlar arıyoruz. Doğru ve özgün içerik üretebileceğine inanıyorsan hemen bizimle iletişime geç!
Türk-İş Konfederasyonu Başkanlar Kurulu’nun almış olduğu eylem kararının birincisi, bugün Türk-İş’e bağlı tüm sendikaların işyerlerinde yaptıkları basın açıklamalarıyla başlamıştır.
Bizler de Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası olarak, genel merkezimiz başta olmak üzere tüm illerdeki işyerlerimizde eylemlerimizi başlatmış bulunmaktayız.
Bizler sağlık emekçisiyiz.
• Servislerde hemşire, ATT, paramedik;
• Ameliyathanelerde tekniker, teknisyen;
• Temizlik görevlisi, klinik destek personeli, hasta bakıcı;
• Polikliniklerde sekreter, bürolarda veri giriş personeli;
• Laboratuvarlarda biyolog, kimyager, laborant;
• Atölyelerde tekniker, mühendis;
• Genel güvenlikte güvenlik görevlisiyiz.
Yani bizler, hastanelerin her alanında hizmet veren, milletimize layık sağlık hizmeti sunmak için gece gündüz demeden çalışan sağlık işçileriyiz.
Depremde, yangında, afette hep en öndeyiz.
Kar olur, don olur, kamuda tatil olur; ama sağlık çalışanlarına olmaz.
Pandemi olur, birçok iş kolu evden çalışır; ama biz sahada olmaya devam ederiz.
O gün herkes bizi alkışladı, “Hakkınız ödenmez” dedi.
Ne yazık ki o hak hâlâ ödenmedi!
Değerli arkadaşlar,
Yaklaşık 3,5–4 ay önce, 600 bin kamu işçisini kapsayacak şekilde, 2025-2026 yıllarını içeren çerçeve protokol taleplerimizi TİS masasına taşıdık.
Talebimiz netti:
Günlük taban ücretin 1800 TL olması,
İlk 6 ay için %50 zam ve refah payı,
Gece zammı, iş riski ve kıdem farklarının artırılması,
21 maddelik taleplerimizin dikkate alınması.
Ancak 13 Haziran günü işveren sendikası TÜHİS’in sunduğu teklif, sadece %16 zam önerisinden ibaretti.
Bu teklif ne günümüz ekonomik şartlarına uygundur, ne de ciddiye alınacak niteliktedir.
Müzakere edilemeyecek bu teklife karşı ancak mücadele edilir.
Ve biz de bu mücadeleye başladık!
Her sözleşme sürecinde olduğu gibi yine bazı çevreler, “işçiler çok maaş alıyor” algısını yaymaya çalışıyor.
Oysa biz daha maaşı elimize almadan:
%14 SGK primi,
%27 gelir vergisi,
%1 işsizlik fonu kesintisi,
Damga vergisi kesintisi ile
kazancımızın neredeyse yarısını devlete geri ödüyoruz!
Vergide adalet istiyoruz!
Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz!
Bugün OECD ülkelerinde milli gelirden işçilere düşen pay %65 iken, bu oran Türkiye’de yalnızca %35’tir.
Sayın Maliye Bakanı her ne kadar “dünyayı tanıdığını” söylüyorsa da, bizler Türkiye’de yaşıyoruz ve kendisinin de Türkiye’yi tanımasını istiyoruz.
Çünkü eğer Türkiye’yi tanısaydı;
Yoksulluk sınırının 81.000 TL,
Açlık sınırının 26.000 TL olduğu bu ülkede çalışanların ne zor koşullarda yaşadığını görür,
%16 zam teklifi getirmez, %27 vergi almazdı!
Bugün karı-koca çalışan iki işçinin toplam geliri yoksulluk sınırının altındaysa, tek maaşla geçinmeye çalışan işçi ne yapacak?
Buradan Sayın Bakan’a ve yetkililere bir kez daha sesleniyoruz:
Tabandaki işçiler geçinemiyor!
Vergi yükünü biraz da tavandakiler taşısın!
Yıllardır nimetten faydalananlar, artık külfete de ortak olsun!
Biz sadece insanca yaşamak, ailemize onurlu bir yaşam sunmak istiyoruz.
Bu nedenle mücadelemizi, hakkımızı alana kadar sürdüreceğiz.
Yaşasın emek mücadelemiz!
Yaşasın onurlu işçi sınıfı mücadelesi!
Saygılarımızla,
Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası
Samsun Şube Başkanlığı adına
İrfan KALYONCU
Çok değerli sağlık çalışanı işçi arkadaşlarımız,Türk-İş Konfederasyonu Başkanlar Kurulu’nun almış olduğu eylem kararının birincisi, bugün Türk-İş’e bağlı tüm sendikaların işyerlerinde yaptıkları basın açıklamalarıyla başlamıştır. Bizler de Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası olarak, genel merkezimiz başta olmak üzere tüm illerdeki işyerlerimizde eylemlerimizi başlatmış bulunmaktayız.Bizler sağlık emekçisiyiz.• Servislerde hemşire, ATT, paramedik; • Ameliyathanelerde tekniker, teknisyen; • Temizlik görevlisi, klinik destek personeli, hasta bakıcı; • Polikliniklerde sekreter, bürolarda veri giriş personeli; • Laboratuvarlarda biyolog, kimyager, laborant; • Atölyelerde tekniker, mühendis; • Genel güvenlikte güvenlik görevlisiyiz.Yani bizler, hastanelerin her alanında hizmet veren, milletimize layık sağlık hizmeti sunmak için gece gündüz demeden çalışan sağlık işçileriyiz.Depremde, yangında, afette hep en öndeyiz. Kar olur, don olur, kamuda tatil olur; ama sağlık çalışanlarına olmaz. Pandemi olur, birçok iş kolu evden çalışır; ama biz sahada olmaya devam ederiz. O gün herkes bizi alkışladı, “Hakkınız ödenmez” dedi. Ne yazık ki o hak hâlâ ödenmedi!Değerli arkadaşlar,Yaklaşık 3,5–4 ay önce, 600 bin kamu işçisini kapsayacak şekilde, 2025-2026 yıllarını içeren çerçeve protokol taleplerimizi TİS masasına taşıdık. Talebimiz netti:Günlük taban ücretin 1800 TL olması,İlk 6 ay için %50 zam ve refah payı,Gece zammı, iş riski ve kıdem farklarının artırılması,21 maddelik taleplerimizin dikkate alınması.Ancak 13 Haziran günü işveren sendikası TÜHİS’in sunduğu teklif, sadece %16 zam önerisinden ibaretti. Bu teklif ne günümüz ekonomik şartlarına uygundur, ne de ciddiye alınacak niteliktedir. Müzakere edilemeyecek bu teklife karşı ancak mücadele edilir. Ve biz de bu mücadeleye başladık!Her sözleşme sürecinde olduğu gibi yine bazı çevreler, “işçiler çok maaş alıyor” algısını yaymaya çalışıyor. Oysa biz daha maaşı elimize almadan:%14 SGK primi,%27 gelir vergisi,%1 işsizlik fonu kesintisi,Damga vergisi kesintisi ile kazancımızın neredeyse yarısını devlete geri ödüyoruz!Vergide adalet istiyoruz! Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz!Bugün OECD ülkelerinde milli gelirden işçilere düşen pay %65 iken, bu oran Türkiye’de yalnızca %35’tir. Sayın Maliye Bakanı her ne kadar “dünyayı tanıdığını” söylüyorsa da, bizler Türkiye’de yaşıyoruz ve kendisinin de Türkiye’yi tanımasını istiyoruz.Çünkü eğer Türkiye’yi tanısaydı;Yoksulluk sınırının 81.000 TL,Açlık sınırının 26.000 TL olduğu bu ülkede çalışanların ne zor koşullarda yaşadığını görür,%16 zam teklifi getirmez, %27 vergi almazdı!Bugün karı-koca çalışan iki işçinin toplam geliri yoksulluk sınırının altındaysa, tek maaşla geçinmeye çalışan işçi ne yapacak?Buradan Sayın Bakan’a ve yetkililere bir kez daha sesleniyoruz: Tabandaki işçiler geçinemiyor! Vergi yükünü biraz da tavandakiler taşısın! Yıllardır nimetten faydalananlar, artık külfete de ortak olsun!Biz sadece insanca yaşamak, ailemize onurlu bir yaşam sunmak istiyoruz. Bu nedenle mücadelemizi, hakkımızı alana kadar sürdüreceğiz. Yaşasın emek mücadelemiz! Yaşasın onurlu işçi sınıfı mücadelesi!Saygılarımızla, Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası Samsun Şube Başkanlığı adına İrfan KALYONCU
Yorum Yap
Yorum yapabilmek için lütfen giriş yapın
Giriş Yap